4 Eylül 2012 Salı

Hayattan Bir Parça

Sevdiği birisi ölünce insanın yapacak hiçbir şeyi kalmıyor. ölüm için yapacak hiçbir şey yok çünkü. Olası gelecekler, umutlar, hayaller, sevgiler ölüyor. Fotoğraflara bakıp ağlıyor, şarkılarla kendini avutuyor insan. Acınası hale geliyor, anılara tutunuyor. "O burda olsaydı...."lar hiç bırakmıyor peşini. Asla tamamen unutamıyorsun. Bir parçan hep üzgün, gözlerinde hep bir parça hüzün var. Her gülüşünden sonra ki ağlaman daha şiddetli. Hep daha çok acıyor. Çünkü zaman ölüme ilaç değil. Zaman unutturuyor. Ve insan kendisini terk eden, üzen birisini unutmak ister. Ama ölüp giden bir sevdiğini unutmak istemiyor. O yüzden sürekli katlanarak artıyor acı.

2 Eylül 2012 Pazar

Ohana

"Bir gün gelecek her şey daha iyi olacak." Ne zaman olacak bilmiyorum ama olmak zorunda. Böyle devam edemez çünkü. Hayatımdan memnun sayılırım. Kendimden memnun sayılırım. Ama bazen bir şarkı çalıyor, bir yere gidiyorum, bir resim görüyorum ve kırılma noktasına geliyorum. İnsanın sevgiliden çok bir arkadaşa ihtiyacı var böyle durumlarda. Ve ben böyle zamanlarda hep yalnız kalıyorum. Normalde eğlenceli olan, sevdiğim arkadaşlarım anlamsızlaşıyor. Çok sevdiğim, iyi anlaştığım ailem -ya da geri kalanı- bana ulaşamıyor böyle zamanlarda. İlk defa sözcüklere dökebildim bu durumu, heyecanlıyım biraz, yazarken şu an anlıyorum halimi aslında. Her an gözlerim yaşarabilir, biliyorum; yine gözlerim fazla kırpışmaya ve burnumun üstü kaşınmaya başladı çünkü. Bu kırılma anları hiç iyi değil benim için, kalıcı hasarlar verebiliyorum kendime. Acı çekiyorum. Ben zorlaştırıyorum aslında durumu belki de ama kendimi buna şartlı hissediyorum biraz. Kaybettiklerim yüzünden bu durum. Kayıplarımın acısını doya doya yaşamak istiyorum ama herkes geçiştirme peşinde beni, bu halimi. Çok sevdiğim bir çizgi film vardı küçükken. Lilo ve Stiç. Orada geçen bir söz anlam katacak bence yazdıklarıma.
OHANA demek aile demektir. Aile demek kimse arkada bırakılmaz ya da unutulmaz demektir.
Kimse arkada bırakılmayacak ya da unutulmayacak.